Bunu arkadaşım Nida yazdı
Bölüm-1
1.BÖLÜM:BİTMEYEN YOLCULUK
Pekala içime kapanık olduğumu biliyorum ama bu benim neden evden kovulmama neden oluyor ki?
Hem zaten az da olsa bir arkadaş çevrem var.Babam sayesinde onu da kaybedeceğim.Bu gerçekten sinirimi bozuyor.
-Baba,buna gerek olduğunu sanmıyorum dedim yine ve masum bir şekilde.Belki bu işe yarardı.
-Üzgünüm tatlım ama o kampa gideceksin.Ayrıca hayata karşı bu kadar önyargılı ve kapalı olmayı kes.Eğitimin bittikten sonra şirketin başına geçeceksin.Bunun için de hazırlanman gerek
-Baba daha Lise 1�e geçicem..Hatta 3 ay var�Lise bitecek,üniversite felan derken daha çok var yani
-Olmaz tatlım�Hiçbir zaman erken deme,daima geç olduğunu düşün..ancak böyle bazı şeyleri kazanabilirsin.Hem ben senin yaşındayken��.
Ve bitti.Diyalogumuz bu kadardı.Babam öğüt vermeye ve �Ben senin yaşındayken�� iel başlayan cümleler kurmaya başlarsa ya o ortamdan kaçmalısın ya da dinliyor gibi yapıp kafa sallamalısın.
Ben de öyle yaptım.Kaçamadım ama konuştuğu süre boyunca kafa sallayıp �Haklısın�,�Doğru� diyip durdum.Çevremde bu rolü oynamaya alışıktım.O yüzden zorlanmadım.Uzun bir sessizlik olunca babamdan izin istedim ve hazırlıklarımı yapmaya başladım.Dadım Margeret (böyle mi yazılıyo bilmiyom karıştırmış olabilirim) hem ağlıyor hem de bana yardım ediyordu.
-Marg,nolur ağlama lütfen.Bu sadece bir kamp.Oraya temelli gitmiyorum ya.Geri geleceğim.
-Ama ben sensiz naparım bitanem
-Nolur beni de üzme ben de ağlıycam şimdi.
-Hayır sen sakın o maviş gözlerinden yaş akıtma..Sana gülmek yakışır.
Ona gülümsedim.
-İşte böyle dedi.
Sonra son hazırlıkları kontrol edip aşağıya indim.Babam ve şoförü beni bekliyordu.Babamın elinde telefonu görünce beni uğurlamaya gelmeyceğini hemen anladım.
-Tatlım,benim şirkette işlerim var.Seni Mr.Burner götürecek.Sorun olmaz değil mi?
-Hayır baba,Sorun değil sen işine bak dedim.
Son kez Marg�a sarıldım ve babama döndüm.
-Seni özleyeceğim.
-Tatlım sürekli internetten ve telefondan görüşeceğiz.
Eminim dedim içimden.Babam bu konuda çok ilgisizdi.Onu aradığım zaman asla bulamaz.Ancak sekreterine ulaşabilirdim.
-Tabi dedim üzgünce.Ona sıkıca sarıldım.Ve el sallayarak arabaya bindim.Havaalanına tam zamanında gelmiştik.Bilet kontrolünden geçtim ve uçağın giriş bölümüne gittim.Hemen uçağa gidip yerime geçmek istiyordum.Kapılar açıldı ve herkes uçağa doluştu.Hemen yerimi buldum.Pencere kenarıydı.Bu kesin babamın işiydi.Benim manzarayı seveceğimi biliyordu.Yanımdaki koltuğun boş olmasını umdum.Ya da bir kadının oturmasını.Yolculukta sıkıntı çekmek istemiyordum.Ama ne yazık ki şanssız günümdeydim.Yanıma mavi gözlü bir çocuk geldi..Beyaz tenliydi ve bronz renk saçları vardı.Oldukça hoş sayılırdı alıcı gözüyle bakarsan.Ama ben ona ancak �benden uzak dur� diyen bakışlarla bakabilirdim.Erkeklere asla güvenmedim,güvenmem ve güvenmeyeceğim.Özellikle de böyle yakışıklı olanlara.
Ona sadece bir defa baktım ve kafamı çevirdim.
-Afedersiniz güzel bayan
Güzel Bayan ha?Evet bu yolculuk oldukça sıkıntılı olacağa benziyordu.
-Bana mı dediniz? Dedim.Umursamaz bir tavırla
-Evet dedi.Bu yakınlarda sizin kadar güzel bir hanımefendi göremiyorum.
Yalakalığınız için teşekkür edemeyeceğim diyecektim.Ama dilimi ısırdım ve sakince konuşmaya başladım.
-Bir sorun mu vardı? Dedim
-Evet dedi.Sanırım yerime oturmuşsunuz.
-Sizin yerinize mi?
-Evet bakın orası 27-D ve benim biletim de 27-D�ye kesilmiş.
-Afedersiniz ama imkansız dedim.
-Bence biletinizi kontrol edin.Sanırım yanlışlık oldu.
-Hayır dedim ısrarla.Benim biletim de 27-D�ye kesilmiş dedim.
-Bakın belki de
-Ne?gözlerim de bir sorun mu var?Üzgünüm ama yok.Benim yerim burası dedim ve ellerimi göğsümde birleştirip kafamı camdan dışarıya çevirdim.Bundan emindim.Burası benim yerimdi ve kalkmaya niyetim yoktu.
-Pekala.Hostesler sorunu çözecektir dedi.Bakar mısınız?diye seslendi bir hostese ve durumu anlattı.Hostes ise hemen listelere bakmak için ayrıldı.
-Birazda sorun çözülür ve size�
-Evet bana bir özür diler ve size gösterilen yere gidersiniz dedim.
-Orası belli olmaz dedi.
Hostes geldi.Ve
-Çok üzgünüm ancak bir yanlışlık olmuş.Bunu hemen telafi edeceğiz dedi.Hanımefendi dedi.Üzgünüm ama sizi başka bir yere almalıyım.
-Nedenmiş o?Dedim sinirle.
-Üzgünüm ama ilk satış Mr.Cullen�a yapılmış.O yüzden o burada oturmalı dedi.
-Ne demek bu?Ben de üzgünüm ama buradan kalkmayacağım dedim.
-Hanımefendi lütfen zorluk çıkarmasanız.
-Zorluk çıkarmak mı?Bir de bni mi suçluyorsunuz.Aynı bileti 2 kişiye satarken düşünseydiniz bunları diye bağırdım.Zaten bu kamp işi yüzünden doluydum ve hostese patladım.Şu an içimden bu adamla hostesi birbirine bağlayıp uçaktan sarkıtmak geçiyordu.
-Bakın özür diledim.Lütfen sizi 32-C�ye alalım dedi.
O tarafa baktım ve yanına oturacağım sakalı bıyığı birbirine girmiş olan adama baktım.
-Asla dedim.
-Bırakın lütfen dedi.Bu kadar zorlanmanıza değmez.
Değmez ha?İnanamıyorum.Ne kadar küstah bir adamdı.
Ağzımı açıp ona bir şeyler söyleyecekken 32-C�ye doğru hostesle birlikte ilerledi.Hostesle uzun ve hararetli bir konuşma yaptı ancak biraz sonra kafamı çevirdim.Umrumda değildi.İstediğini yapabilir.İstediği yere oturabilirdi.Benim yerim hariç.
Ancak adam suratında zafer edasıyla geri geldi.Ve el çantalarını kabine yerleştirdi.
-Eğer yerimden kalkacağımı düşünüyorsanız dedim ama o benim lafımı kesti.
-Hayır dedi.Yerim artık burası dedi ve yanıma oturdu.
Harika dedim içimden ve ardından küfürler yağdırdım.O ise ellerini başının alnına koyup gerinerek bir ohh çekti.Tanrım ben bu adamla bu yolculuğa nasıl katlanacaktım.
-Ben Kevin dedi.Kevin Cullen
-Adınızı sorduğumu hatırlamıyorum dedim.
-E bu yolculukta sohbet etmemiz için tanışmamız gerekiyor dedi.
-Sohbet etmek?Üzgünüm sizin gibi küstah insanlarla sohbet etmiyorum.Mümkün olduğu sürece aynı havayı bile solumam dedim sinirle.
-Yazık dedi.Şu an aynı havayı soluyoruz.Aman benden size küstahlık bulaşmasın.
-Ne yazık ki dedim ve kafamdan onu uçaktan atma fikrini geçirdim.Bu düşünce beni gülümsetmeye yetti.
-Benden size kstahlık değil ama güleryüz bulaşmış galiba dedi.
-Ben zaten güleryüzlüyümdür dedim.Adamına göre diyerek de bitirdim.
-Sanırım bana karşı güler yüzlü olmayacaksınız.
-Lütfen artık önünüze döner misiniz? Dedim.Kulaklığımı taktım ve son ses müziği açtım.Ancak bu müzik bile beni mayıştırmıştı.Gözlerimi açtığımda Kevin�in omzundaydım.Bir an şaşkınlıkla göz kırptım ve hemen kalkıp kendimi toparladım.
-Sonunda dedi.Hiç uyanmayacaksın sandım.Omzum tutulmaya başlamıştı dedi ve omzunu ovdu.
-Madem bu kadar rahatsızdınız beni uyandırabilirdiniz dedi sinirle.
-Ama çok tatlı uyuyordunuz.Size kıyamadım.
Bu adam gerçekten sinir bozmaya başlamıştı.Neyseki uaçk indi ve ben hemen ondan uzaklaştım.Valizler için sıraya girdiğimde umarım yine karşılaşırız dedi.Ve bende
-Umarım bu gerçekleşmez dedim.Hemen diğer uçağıma gittim.Ve yerime oturdum.Bu sefer yanımda yaşlı bir teyze vardı.Ancak bu bir saatlik uçuşta beni deli etmişti bile.Bütün torunlarının,çocuklarının adlarını,doğumlarını,evlilik törenlerini anlattı.
Bugün şans bana hiç gülmeyecek gibiydi.Neyseki bu daha kısa bir yolculuktu.Hemen Port Angeles�tan Forks�a giden bir otobüse bindim ve derin bir oh çektim.Ama bugün en berbatlar sıralamasına girmek için yarışıyor gibiydi.Bu sefer yanımda geveze bir kadın vardı.Eşiyle kendi yerlerinin ayrı olması yüzünden isyan edip duruyordu.Ve hiç susmadı.Sonunda başımı cama yaslayıp gözlerimi kapadım.Belki uyuduğumu düşünür ve susardı.Sonra bir ses duydum ve şoka girdim.